Almanca B1 Konular

Almanca İkili Bağlaçlar

Bu yazımızda B1 seviye Almanca ikili bağlaçlar nelerdir ve nasıl kullanılır (doppelkonjunktionen) örneklerle beraber inceleyeceğiz.
İkili bağlaçların ne olduğunu Türkçe bir kaç örnekler izah edersek anlaması daha kolay olur.
Ne kadar ekmek o kadar köfte.
Ne kırmızıyı severim ne de maviyi.
Yukarıda gördüğümüz cümleler ikili bağlaçlar için birer örnektir. Şimdi Almanca ikili bağlaçların nasıl kullanıldığını göreceğiz.

Weder noch

Weder noch ne, ne de anlamındadır ve cümleyi negativ yapar.
Bir cümle üzerinden kullanımını inceleyelim.
Wir fahren weder mit dem Auto noch mit dem zug.
Ya da;
Weder fahren wir mit dem Auto noch mit dem Zug.
Ne arabayla ne de trenle gidiyoruz.
Yukarıda ki örneklere baktığımızda 1. örnekte “weder” 3. pozisyondadır. Eğer cümleye 2. cümledeki gibi
weder ile başlarsak 1. pozisyon “weder” 2. pozisyon “verb” 3. pozisyon “özne” olarak devam etmeliyiz. Ayrıca cümlede “nicht” olmamasına rağmen olumsuz bir anlam vardır.
DİKKAT!
Noch asla 1. pozisyonda olamaz.

Başka örnekler ile devam edelim ve weder noch ikili bağlacını daha iyi öğrenelim.
Er mag weder Fisch noch Meeresfrüchte.
Ya da;
Weder mag er Fisch noch Meeresfrüchte.
O ne balık ne de deniz ürünleri sever.

Mir gefällt weder gelb noch grün.
Ya da;
Weder gefällt mir gelb noch grün.
Ne sarıyı ne de yeşili seviyorum.

Sie spricht weder Deutsch noch Englisch.
Ya da;
Weder spricht sie Deutsch noch Englisch.
O ne Almanca ne İngilizce konuşuyor.

Weder noch ikili bağlacını böylece örneklerle görmüş olduk.

Entweder oder

Weder noch bağlacı “ne… ne de” anlamına gelirken Almanca ikili bağlaçların bir diğeri “entweder oder” ise “ya .. yada” anlamına gelmektedir. Birbirlerine benzermiş gibi görünüyor olabilirler fakat “weder noch” ile bir olumsuzluk belirtiriz. “Entweder oder” ile bir alternatif sunarız.
Wir fahren entweder mit dem Auto oder mit dem Zug.
Ya arabayla ya da trenle gidiyoruz.
Bu cümleyi şöyle de yazabiliriz;
Entweder fahren wir mit dem Auto oder mit dem Zug.

Im nächsten Urlaub gehe ich entweder nach Deutschland oder in die Alpen.
Ya da;
Entweder gehe ich im nächsten Urlaub nach Deutschland oder in die Alpen.
Bir dahaki tatilimde ya Almanya’ya yada Alpler’e gideceğim.

Nicht nur sondern auch

Sondern auch ikili bağlacı ” sadece bu değil aynı zamanda bu” anlamına gelmektedir. Örnek üzerinden inceleyelim.
Er spricht nicht nur Englisch, sondern auch Spanisch und Türkisch.
O sadece ingilizce değil, aynı zamanda İspanyolca ve Türkçe konuşuyor.
Bu cümlede gördüğümüz gibi yalnızca bir olayı değil başka olayında yaşandığını görüyoruz. Cümle yapısında dikkat etmemiz gereken “nicht nur” dan sonra mutlaka ismi, nesneyi olay her neyse onu belirtmemiz gerekir.
Özne ve fiil aynıysa sondern auch’tan sonra tekrar belirtmemiz zorunlu değildir.

Aron hat sich nicht nur den fuß, sondern auch die Hüfte gebrochen.
Aron sadece ayağını değil aynı zamanda kalçasını da kırdı.

Sie haben nicht nur 2 Kinder bekommen, sondern auch noch 2 Kinder adoptiert.
Onlar yalnızca iki çocuk yapmadı aynı zamanda iki çocuğu da evlat edindiler.

Er kann nicht nur gut Gitarre und Saxophon spielen, sondern auch sehr gut singen.
O sadece iyi gitar ve saksafon çalmıyor, aynı zamanda çok iyi şarkı söylüyor.

Sie war nicht nur sehr gut, sondern erreichte auch die volle Punktzahl.
O yalnızca çok iyi değildi, aynı zamanda tam not aldı.

Christiane ist nicht nur gut in Geopraphie, sondern interessiert sich auch für Geologie.
Christiane sadece coğrafyada iyi değil, aynı zamanda jeolojiyle de ilgileniyor.

Ich habe nicht nur ein Haus, sondern auch ein Auto.
Sadece bir eve değil, aynı zamanda arabaya da sahibim.

Ich war nicht nur in Spanien, sondern auch in der Türkei.
Sadece Ispanya’da değil, aynı zamanda Türkiye’deydim.

Ich bin nicht nur Busfahrer von Beruf, sondern auch Mechatroniker.
Mesleğim yalnızca otobüs şöförlüğü değil aynı zamanda mekatronik teknisyeniyim.

Almanca ikili bağlaçlar
nicht nur
sondern auch
zwar aber
je desto
sowohl als auch
almanca doppelkonjunktionen
Almanca ikili bağlaçlar

Sowohl als auch

Almanca ikili bağlaçların bir diğeriyse “Sowohl als auch” “hem hem de” anlamına gelmektedir. Bir örnek üzerinden nasıl kullandığımızı görelim.
Sie spricht sowohl Turkish als auch English.
O hem Türkçe hem de İngilizce konuşuyor.
“auch” tan sonra özne ve aynı fiili tekrar etmiyoruz.

Ich habe heute sowohl Sport gemacht als auch Deutsh gelernt.
Bugün hem spor yaptım hem Almanca çalıştım.

Ich möchte sowohl ein Wasser als auch einen Kaffe trinken.
Hem bir su hem de bir kahve içmek istiyorum.

Ich mag sowohl Hunde als auch Katzen.
Hem köpekleri hem de kedileri severim.

Ich lerne sowohl Deutsch als auch Spanisch.
Hem Almanca hem de İspanyolca öğreniyorum.

Ich wünsche mir sowohl ein neues Auto als auch ein schönes Haus.
Hem yeni bir araba hem de yeni güzel bir ev istiyorum.

Das Fahrrad ist sowohl neu als auch sauber.
Bisiklet hem yeni hem de temiz.

Sowohl als auch bağlacını örneklerle beraber görmüş olduk.

Je Desto / Je umso

Almanca ikili bağlaçlardan bir diğer “je desto” dur. Je desto ne kadar o kadar anlamına gelir. Fakat je desto ile cümle kurmamız için komparativ yani kıyaslamadan yararlanırız. “Je ve desto” dan sonra mutlaka sıfat gelir.

Je + nebensatz desto/umso + hauptsatz / Mutlaka 2 sıfat olmalı ve komparativ olmalı.

Örneği inceleyelim;
Je mehr Geld ich habe, desto glücklicher bin ich.
Ne kadar çok param olursa, o kadar mutlu olurum.
Je den sonra viel sıfatının komparativ hali “mehr” desto dan sonraysa “glücklich” sıfatının komparativ hali “glücklicher” yazdık. Je den sonra yan cümle gelirken desto dan sonra ana cümle geldi.

Almanca ikili bağlaç olan je desto ile örnek cümleler yazalım.
Je lauter die Klasse ist, desto ungeduldiger wird die Lehrerin.
Sınıf ne kadar gürültülü olursa öğretmen o kadar sabırsız olur.

Je älter ich werde, desto weniger Haare habe ich.
Yaşlandığımda daha az saça sahip olacağım.

Je mehr Geld man verdient, desto mehr Steuern muss man bezahlen.
Ne kadar çok para kazanılırsa, o kadar çok vergi ödenmesi gerekir.

Zwar Aber

Zwar aber ikili bağlacının “gerçi – ama “, “her ne kadar, ama” “daha doğrusu, ama” gibi anlamları vardır. Bunu bir örnek üzerinden daha iyi anlayacağız.
Die Schuhe sind zwar teuer, aber sie sind qualitativ hochwertig.
Ayakkabılar her ne kadar pahalı olsa da yüksek kalitedirler.
Veya;
Gerçi ayakkabılar pahalı olsa da yüksek kalitededirler gibi çeviri yapabiliriz. Cümleyi incelediğimizde
Özne+ fiil + zwar şeklinde cümleyi kuruyoruz. “Aber” den sonra cümleyi özne+ fiil olarak devam ettiriyoruz.
Zwar genellikle 3. pozisyonda kullanılır fakat 1. pozisyonda da kullanılabilir.
Zwar gibt es hier bestimmte Regeln, aber die hält niemand ein.
Burada belli kurallar var fakat kimse bunlara uymuyor.
Yukarıdaki örnek ile bunu göstermiş olduk. Şimdi daha fazla örnek üzerinden inceleyelim.
Dikkat; normalde “aber” öncesinde virgül gelmez fakat “zwar … aber” bağlacını kullanıyorsak aber den önce virgül gelir.

Deutschland hat zwar das Halbfinale gewonnen, aber das Finale verloren.
Almanya yarı finali kazansa da yarı finali kaybetti.
Örneklere baktığımızda bir olumlu durum bir olumsuz durum var.

Ich muss zwar sparen, aber heute mache ich eine Ausnahme.
Gerçi biriktirmeliyim ama bugün bir istisna yapıyorum.

Das Hotel ist zwar günstig, aber sehr komfortabel.
Otel ucuz olsa da çok rahat.

Gestern war es zwar sehr kalt, aber wir hatten viel spaß draußen.
Dün hava çok soğuktu ama çok eğlendik.

Es könnte zwar odentlicher sein, aber ich fühle mich hier wohl.
Daha temiz olabilirdi ama burada kendimi daha rahat hissediyorum.

Özneler ve fiiller aynıysa “aber” den sonra özne ve fiili bir kere daha yazmak zorunda değiliz.

En çok kullanılan ikili bağlaçları sizlere örneklerle anlatmaya çalıştık. Umarım açıklayıcı olabilmişizdir. Konu hakkında alıştırma çözmek için tıklayın.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Başa dön tuşu